30 Ağustos 2017 Çarşamba

Gözyaşı kırıntıları

Merhaba, doğan günden batan geceye , yaşadığına kendini ikna etmek üzere programlanmış canlılığım. Uzun zaman olmuş yazmamışım, belki inanmaya çalışıyordum belki inandırmaya, ölmemeye yemin etmekten yorgun düştü bedenim, kabul edelim, yıpranıyoruz. İhtiyacımızın arttığı anda ciğerimiz yeteri kadar, hava dersem cok hafife almış olurum onu, oksijen diyeceğim, üretmiyor, daralıyorum. Gün, ay , hatta yıl saymayı bıraktığım şu evrede, sadece bir hayal üzerine hayal inşa etmekten, cenneti hakeden ilk müteahhit olabilir bilincim. On bir dakika bir sese karışık sessizlik dinleyebilmek için, yıllarını feda etmekten çekinmiyorsan sen de benim gibi , pişman olamayacağımızı bilmeni isterim. O evreyi aştık sanıyordum , ben de , lakin ne zaman ya sabır desen bilirsin, bu sıkıntı bitti yenisini gönder demenin başka bir yoludur bu. Ne acı ki, kalbimde yeşeren bitkiler olmasına sevinmem gerekirdi, oysa bilemezdim, sarmaşıklar sarmış yüreğimi, çırpınışlarım afaki, çabalar sâfi , bom boş dedikçe anlamsızlaşan günlerim , gerçekten bom-boş-muş. Üzücü. Teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder