29 Ekim 2014 Çarşamba

Elhamdülillahi ala külli hal.

  Kolay lokma olmamak üzere direndiğimiz hayatta, nedir böyle mücadeleden ırak koyan beni? Oysa en çok ettiğim dua değil mi ki ''Mücadeleden beri bırakma beni''.  Bir çocuk masumiyetinden buralara kadar nasıl geldik bilemesem de, direnmemiz gerektiğini biliyorum. Hâlâ ve sürekli.. ve hepten sürekli.

  Şuan içinde bulunduğumuz günden tabi ki bahsedeceğim. Üzülmedik mi, hepimiz üzüldük. Bayram mı? Vuhuuu. Sevinç mi? Çılgınız. Ne peki yanlış giden düz yollarımızda. Yoksa oysa, yanlışı bile arayacak bir yolumuz. 29 ekimler de onların olsun, onlara sevdaların yolları , bana toynaklar..

  Konu bütünlüğünün ağzına tükürmüşken şunu da belirtmek isterim;
..Oda arkadaşım da namaza başladı. Bir Şafii'nin dirilişini görüyorum seccademde. Çıplak, ıslak ayaklarıyla, bir kahraman görüyorum, uçan halımda..

   Özgürlüklerin, iradenin vs. vs. canı cehenneme. Markete gidiyorum. Kuruyemiş alıcam, bir bağyan sırada. Tezgahtara çekirdek dese , adam verecek. Ama suç özgür iradeyi icat edende. Tezgahtar soruyor, "abla tuzlu-tuzsuz?", "abla siyah-beyaz?" tabi kadın şok. Özgür irade işte. Şok etkisi var.

  Etkileyenden, etkilenenden , okuyandan aro, saygılar, sevgiler

  Cümlemizi mücadeleden beri bırakmasın.


11 Ekim 2014 Cumartesi

Elhamdülillahi ala külli hal.

   Biraz zor olduğunu biliyorum , yaşamanın ama hiç geri de kalmıyorum mücadeleden. Arkadaşlar okulda naber felan diyor işte, mücadeleye devam diyorum hep. Orta yerinden dalıyorum hayata  ve bir nefes  daha alıyorum. En olmadı çıkamazsam içinden işlerin, bi sigara yakıyorum. Artık bağzı kurallar koymam gerektiğini anladım mesela hayatıma. Romantik duyarlılıktan, ciddi ağlama seanslarına geçmem gerektiğini anladım.

   Bütün riskleri göze almakla başlayacağım örneğin. İntihar edenleri dahi anlamaya çalışarak başlayacağım işe. ''Tüh tüh, vah vah , cennete dahi gidemeyecek :(( '' ve dahi birçoklarının arasından acele etmeden, tane tane seçeceğim neye karar vereceğimi. İnsanları dinlemekten gocunmuyorum zaten, asıl sorun Onların beni dinlemesi zira..

   Bir de ortak olmak istediğim acılar var; iki gün önce dersten çıktığımda dolmuşta arkamda bir Baba oturuyordu. Çocuğuyla konuşuyor , evladım yarın birgün para göndereceğim diyordu. Vallahi içime dokunuyor. Çaresiz bir baba görmek, vallahi çok ağırıma gidiyor. Kantinde yemek yerken ayağımın altında miyavlayan aç kedi , dersliğe girmeden peşimde gezen aç köpek ağırıma gidiyor. Ağlayamıyorum o anda, geliyor ama tutuyorum kendimi , elalem ne der diyorum..

   Bitmeyen tükenmeyen elalem kaygımız sayesinde, artık insan olmanın gerektirdiği elzem erdemlerin hiç birine önem vermiyoruz. Ademoğlu , kendine insan dedirtmemek için direniyor. Artık çarklar insanlar için dönmüyor , çok açık. Amerika petrolün, insanlar ayfonun peşinde. Tıpkı olması gerektiği gibi.. Herkes durması gereken yerde, muazzam bir poz verme derdinde insanlığa, vicdanları rahat mıdır, bilmiyorum inşallah değildir. Kararımı verdim, Onlar insan kalsınlar, ben artık varlığımı reddediyorum.

Hoşnut kalacak bir yanını bulduğumda insan olmayı kabulleneceğim.